|
|
 |

BEN SANA MECBURUM !
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor kalbim
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum, sen yoksun!
Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlarda bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum, sen yoksun!
Belki Haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor.
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin...

BEN SENİ BÖLE BEKLERİM
Ya bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini..
Sevilmeyeceklerini..
Koklanmayacaklarını..
Okşanmayacaklarını..
Ama inatla açarlar aşkla.. sevgiyle.. özlemle..
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte ben de seni böyle beklerim yar.
Ya bilir misin günebakanın güneşe olan aşkını?
Hiç kucaklayamayacağı bir sevgilinin peşindedir
Bir bakışına verir ömrünü
Bir bakışının özlemindedir sevgiliden gelecek olan
Ve güneşin her batışında boynu bükük kalır
Sarıya boyanır yüzü sevgiliden aldığı ilhamla
Bilse de kavuşamayacağını
Her doğan günü umutla bekler sevgiliye kavuşmak için
Ben de seni böyle beklerim yar.
Ya ipek böceğini bilir misin?
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte ben de kendimi böyle veririm sana yar.
Ya ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları..
Verir meyvesini ağaç Meyve tohum olur,
Tohum kök olur..
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte ben de böyle yar
Yok olmayı göze aldım tekrar sende doğmak için

AŞK SENİNLEYKEN AŞK
Aşk uzak yolları aşmak
Dağları geçerken bulutlarla boğuşmak
Sevdiğine varırken sevmediğinle uğraşmak
Aşk büyük olduğu gibi büyük davranmak
Aşk sevdiğinin yanındayken kavuşamamak
Bir gece vakti sahilde sabahlamak
Dolunayı seyrederken onunla mutlu olmak
Aşk fedakarlıktır aşk
Aşk kıskananları çatlatmak
Kendin kırılsandan sevdiğini kırmamak
Gözlerinin içine dalmak kaybolmak
Aşk kimi zaman tek kişiliktir aşk
Aşk güneşin altında onun için yanmak
Kavrulsanda umursamamak
Zamansız öğrendiklerini sinene atmak
Aşk bir ufacık tebessümdür aşk
Aşk uykusuz kalmak
Uykusuzken çalışmak
Evinde düşlere dalarken
Bir fincan kahvenin hatrıdır aşk
Uzak yollar, uykusuz zamanlar
Sahildeki anlar, her an gözlerden damlar
Aşk seninle yaşandıkça aşk..

AŞK NEYDİ
Aydınlık bir yaz sabahı
Aniden içime bir sızı düştü
Yoksa aşk dedikleri bu muydu
Ya da bir anlık sevinçten sonra
Gözlerde oluşan nemim adımıydı aşk
Her aşkta ayrılık
Her aşkta acı
Her aşkta gözyaşı
Olmasa aşk yaşanmazmıydı
Neydi aşk dedikleri anlayamadım
Kalbimin hızla çarpması aşk sayılmazmıydı
Aşık olmak için ne gerekiyordu
Aşk duygusunu yaşamak için
Sabaha kadar onu düşünmekmi lazımdı
Aşk sadece güzel birine mi bağlanmaktı
Ama ben sabaha kadar düşündüm
Ağladım ayrıldım acıyı tattım
Ama bir kız için değildi
Bunun adı aşk değilmi şimdi
Aşk sadece birinimi sevmekti
İnsanları doğayı,hayvanları
Allah’ı sevmekte aşk değil miydi
Gökyüzünü,yağmuru,baharı,kuşları
Sevmek aşka sığmaz mıydı
Sonunda ayrılık olmayan sevgilere
Aşk denmez miydi sizin oralarda
Aşk vuslata ulaşamadan ölmek miydi sence
Aşk güzellikle acıyı
Bir arada yaşamak mıydı
Aşkı bulmak için
Bazı şeylerden vazgeçmek mi lazımdı
Aşk imkansızlık mıydı
Kucaklaşamadan vurulmak mıydı aşk
Ya da kurşunların önüne geçip
Uğruna ölmekmiydi
Eğer aşk buysa arkadaş
Zor rastlanır bu devirde
Aşka düşene
|
|
 |
|
|
|
|